Giriş
Gresler, katı veya yarı katı bir kıvam sağlayarak yağın yüzeyde kalmasını mümkün kılar. Endüstride madeni gresler genellikle mineral yağ bazlıdır, ancak bunlar üretim ve kullanım sürecinde çevresel yük oluşturur. Son yıllarda yağlayıcıların ve greslerin sürdürülebilirliğinin artırılması için biyobazlı baz yağlar ve yenilikçi katkı geliştirmeleri ön plana çıkmıştır. Yenilenebilir baz yağlar (bitkisel yağlar, biyolojik zincir uzatılmış estoller gibi) kullanılarak formüle edilen greslerde fosil kaynaklı bileşenlere kıyasla daha düşük karbon ayak izi ve yüksek biyobozunurluk sağlanır. Bu malzemeler aynı zamanda yerel tarımsal hammadde değer zincirini güçlendirir.
Gelişme
Biyobazlı gres formülasyonlarında yağ bazında sıkça soya, kolza veya palm yağı eterleri gibi bitkisel yağ bazları kullanılır. Bu yağlar doğal olarak yüksek Vİ ve iyi yağlama özelliklerine sahiptir. Katkı tarafında ise bitkisel yağların oksidasyon stabilitesini artırmak için doğal antioksidanlar (örneğin tokoferoller) ve nano-ölçekli aşınma inhibitörleri kullanılmaktadır. Son çalışmalar, nano-silimagat gibi malzemelerin gres içine disperse edilerek yük taşıma kapasitesini artırabildiğini göstermiştir. ASTM testleri ile karşılaştırmalı değerlendirilen biyobazlı greslerde, fosil bazlı muadillerine göre benzer aşınma ve yük taşıma performansı elde edildiği gözlenmiştir. Örneğin, bio-renewable baz yağdan üretilen greste, yüksek tahripli yükte bile metal yüzey aşınmasının anlamlı ölçüde azaldığı rapor edilmiştir. Bunun yanı sıra, yeşil greslerin hidrolik ve dişli sistemlerinde uzunca kullanılan sentetik versiyonlarına kıyasla biyolojik olarak güvenli olması avantaj sağlar.
Sonuç
Yenilenebilir baz yağ ve biyolojik katkılarla formüle edilen gresler, teknik gereksinimleri karşılayarak çevreci bir alternatif sunar. Gresin ömrü ve performansı, doğru yağ bazı seçimi ve uygun katkı kombinasyonlarıyla iyileştirilebilir; bu da makinelerin bakım aralarını uzatır. Öte yandan, biyobazlı formüller genellikle daha pahalı olmakla birlikte, toplam maliyet hesaplarında çevresel yükün düşürülmesi ve atık su arıtma ihtiyacının azalması gibi kazançları da içerecek şekilde değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde biyobazlı yağların yaygınlaşması için üretim proseslerinin ölçeklenebilirliği ve maliyet optimizasyonu üzerine odaklanılması beklenmektedir. Sonuç olarak, yenilikçi gres formülasyonları triboloji disiplininde sürdürülebilirliği sağlarken performanstan da taviz vermemektedir.
Kaynakça: Shah, R., & Precilla, A. M. (2024). Sustainable Grease Formulations: Evaluating Key Performance Parameters. Petro Online.petro-online.com; Noria Corporation. (2010). Biobased Lubricants…petro-online.com; Jiang, Z. et al. (2024). Research progresses of nanomaterials as lubricant additives. Friction, 12, 1347–1391link.springer.com.